7 Nisan 2010 Çarşamba

Ah ne çok anım birikti son günlerde ne çok acım ne çok mutluluğum neyse ki kadim dostlarım hep yanımda. Düşüyorum ama kalkabiliyorum onlar sayesinde. Yoruldum evet hemde çok yoruldum ama bir umut hala devam ediyorum yoluma, yine perdelerimin ardına gizlendim sanırsam. Büyük bir depremi daha atlattım daha kaç deprem bekler beni diyorum ama açıkçası her bir depremde daha ürkek oluyor kalbim. Yine mutlu ve huzurlu halime geçmeye az kaldı bazen düşünüyorum da sorunlu olan benim sanırsam bu kadar hassas olmak doğa kanunları içersinde bir tür ucubelik hali olmalı. Bu konuda doğanın kuralları ve kanunları kesindir "yoket" evet bu emir kaç kere verildi benim için. Hoş klişe bi söz vardır yıkılmadım ayaktayım diye ama yani bunu gururla söyleyebildiğimide söyleyemem, her an yıkılabilirim çünkü. Fiziki sağlığımı koruyorum hala ama sanki pamuk ipliğine bağlı oda. Ruh sağlığım ise bence çoktan bozuldu. Öyle kör topal gidişim tökezlemelerim içinde standart dünya işlerini yapabiliyorum ya kendimi de taktir etmiyor değilim. Hoş orkestrada ki arkadaşlar çoktan bana deli demeye başladılar zaten. Sağolsunlar onlarla iletişime geçtim ki nerden anlasınlar beni? Saçma bir fikirdi ama allahtan fikir benim değildi. Nitekim deli olsamda seviyorlar hiç yokan iyice. Saçma sapan yaşamımda sahip olduğum tek gerçeklik sevdiklerim ve onların varlıkları sisler arkasında gördüğüm tek şey iyiki varlar iyiki yaşamımdalar