11 Temmuz 2010 Pazar

Melekler Okulu Cello ve Keman okulu

Site içersinde keman ve çello öğrenmeniz için gerekli olan herşeyi bulabileceksiniz ayrıca devamlı destek sağlanmaktadır gerçektende gezilmekten öte devamlı ulaşılması gereken bir site

konu: Melekler Okulu / School of Angel • Ana sayfa (Google Sidewiki'de görüntüle)

19 Haziran 2010 Cumartesi

Ne hoş ah ne hoş

Bir şarkı çalıyor uçsuz bucaksız dağları söylüyor sanki

Sözlerini anlamıyorum bir aşkı anlatıyor sanki

Gözlerini görebiliyorum sevgilinin

masmavi gökyüzünde yankılanan sesini duyabiliyorum.

ilk kez aşık olmuş biri gibi çello gibi ağır hüzünlü

yayın hışırtısını kalbinde duymak gibi

ne hoş ah ne hoş

5 Haziran 2010 Cumartesi

Bir Şarkı Sözü

Zayıf ve acınası halim aklıma geliyor seni düşündüğümde

Senin bana yaşattığın bu işte

Gözlerinde göremediğim şey bu

Yaşam çizgimde açtığın yaran bu

Aşk dolu gözlerinde gördüğüm

Derin bir acıdan başka bir şey değil

İçimde büyüttüğün o şey

Büyük bir hüzünden başka bir şey değil

Derin bir acı kalbimde senden son kalan hatıra.

.... bir şarkı

Zayıf ve acınası halim aklıma geliyor seni düşündüğümde

Senin bana yaşattığın bu işte

Gözlerinde göremediğim şey bu

Yaşam çizgimde açtığın yaran bu

Aşk dolu gözlerinde gördüğüm

Derin bir acıdan başka birşey değil

İçimde büyüttüğün o şey

Büyük bir hüzünden başka birşey değil

Derin bir acı kalbimde senden son kalan hatıra.

4 Haziran 2010 Cuma

O Gün

Anlamlandıramıyorum bazen insanlar niye böyle diye ama nafile yapabileceğim bir şey yok geçenlerde söylediğim gibi Faruk vakkası yaşanıyor bir kez daha ve daha çokça yaşanacak gibi. Belkide yaşanmaz ama ne bileyim ben böyle olduktan sonra insanlarda bu kadar acımasız ve sert ne sonuç ortada gibi. Halbuki dünya o kadar kısa ki sevmek varken insanlar niye birbiriyle uğraşır ki zırhlar içine bürünür birbirinin ayağını kaydır ki anlam veremiyorum çok ilginç çok neyse bakalım daha kaç gün kalacağız dünyada Allah bilir. Bildiğim bir şey varsa iyi ki ölüm var sevgiliye kavuşmak var ne güzel gündür o gün.

30 Mayıs 2010 Pazar

Hiçte Kolay Olmadı

Karmaşa duruluyor sanki. Suyun durulmasını beklemek gerek ya öyle oluyor sanırsam bu sefer sabretmeyi başardım kaybetmemek adına sevdiğimi. Hiçte kolay olmadı eminim, hiçte kolay olmadı.

Mevsimlerin Renkleri

Her mevsimin bir rengi var bu günlerde ormanın rengi sarı, pembeler biteli bir ay oldu. Yaz gelince mavi olacak her yer, sonbaharda alev alev orman gün batımında. Doğa rengarenk yaşıyor yaşamı peki kaçımız görebiliyoruz doğa hala yok olmamışken kaçımız görüp hissedebiliyoruz ki?

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Rol Yapsak mı?

İnsan neden rol yapar ki diye düşünürken sevdiğim bir insan için rol yaparken buldum kendimi.
Gayet mantıklı bir şekilde davranmak zorunda kalmak benim için gayet ilginç bir deneyim doğrusu ve çocukluğumu sevmeyip beni seviyor olmasına alışmakta hiç doğal değil. Hayatın her aşamasında rol yapıyoruz diye avutmalımıyız kendimizi bu büyük bir yalandan başka birşey olamaz yok asla avutamam tek gerekçem sevdiğim insanların böyle mutlu olması.

Derin Kuyu

Kalbim atıyor, uzaktan sesini duyuyorum. Derin bir kuyudan gelen sesler gibi, kasvetli ve nemli bir ses geliyor kulağıma. Aşkım, duvarlarımdan sızan acı suyum sanki içimde birikmiş. Soğuk ve ıssız kuyuda yalnızlığım artarak yankılanıyor duvarlarımda.

28 Mayıs 2010 Cuma

Yeni bir başlangıç

Yeni bir başlangıç için güzel bir zaman ve güzel bir isim sanki bu gün bir dostumla farklı düşüncelerimizi sıradanlaştırırken aklıma geliverdi sahip olduğum bir sürü dip notlarım anlaşılmazlarım ve o an bu isim çokta mantıklı geliverdi hadi bakalım.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Derin Kuyu

Kalbim atıyor, uzaktan sesini duyuyorum. Derin bir kuyudan gelen sesler gibi, kasvetli ve nemli bir ses geliyor kulağıma. Aşkım, duvarlarımdan sızan acı suyum sanki içimde birikmiş. Soğuk ve ıssız kuyuda yalnızlığım artarak yankılanıyor duvarlarımda.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Faruk Vakkası

Amma zavallıyım diye söze başlayayım bu sefer benim hatunun tabiriyle ucube ancak benim için ucubelik yeterli bir karşıtlık olmuyacaktır sanırsam ben ayrıca birde zavallıyım ve salaklık derecesinde saf ne diyebilirim ki saçma sapan yine köşeye sıkıştım işte klasik faruk vakkası meşhur bir cem vakkamız var şu günlerde buda benim vakkam saçma yaşam formadım hayr olsun bir dostun dediği gibi yanlış şeyleri yanlış yerlerde arıyoruz sanırsam ancak salaklık baki işte ne edek

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Kilit Taşı

Eskiden taş binaları incelerken dokuları ve ruhları beni çok etkilerdi. Sert görünümlerinin ardında ne kadar yumuşak olabileceklerini hissederdim sanki. Halbu ki taş soğuk ve serttir, doğası itibariyle ateşte erimiş halde meydana gelir ve aslında akıcıdır.
Bir kapı eşiğinde oturup düşünmek ve gelen serin ve nemli esintiyi solumak ise ayrı bir zevki benim için. Camilerin mermerlerine elimi yapıştırıp derinden ruhlarını hissettiğimi çok bilirim. Bu yapılara olan sevgim zamanla taşa şekil vermeye ve dokunmaktan biraz fazlasını yapmaya döndü zamanla tüm sevdiklerime yaptığım gibi sanırsam.
Yine taş yapıları incelediğim bir gün ki ya eminönünün ara sokaklarında yada süleymaniyedeyken, kapı girişlerinde ki muazzam girişlerin üstünde ki kemerler dikkatimi çekti. Birleşim teknikleri ve birbirlerine mükemmel derecede uyumla yanaştırılmaları ve kuvvetli yapıları. Sonrasında bir çok kemer araştırdığımı ve birleşimlerini incelediğimi farklı şekil ve taşlardan oluştuklarını bilirim. Fakat beni en çok etkileyen şey kemerin iki taraftan çıkışta tepede birleşim noktasına konan farklı renk ve şekilde ki kilit taşı idi muazzam bir yük ve ağırlığın bindiği yapının kilit noktası. Bu gün düşünüyorum da yinede orda olmaya değer.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Not:

Beni, sadece bir kez terkedebilirsin.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Ah ne çok anım birikti son günlerde ne çok acım ne çok mutluluğum neyse ki kadim dostlarım hep yanımda. Düşüyorum ama kalkabiliyorum onlar sayesinde. Yoruldum evet hemde çok yoruldum ama bir umut hala devam ediyorum yoluma, yine perdelerimin ardına gizlendim sanırsam. Büyük bir depremi daha atlattım daha kaç deprem bekler beni diyorum ama açıkçası her bir depremde daha ürkek oluyor kalbim. Yine mutlu ve huzurlu halime geçmeye az kaldı bazen düşünüyorum da sorunlu olan benim sanırsam bu kadar hassas olmak doğa kanunları içersinde bir tür ucubelik hali olmalı. Bu konuda doğanın kuralları ve kanunları kesindir "yoket" evet bu emir kaç kere verildi benim için. Hoş klişe bi söz vardır yıkılmadım ayaktayım diye ama yani bunu gururla söyleyebildiğimide söyleyemem, her an yıkılabilirim çünkü. Fiziki sağlığımı koruyorum hala ama sanki pamuk ipliğine bağlı oda. Ruh sağlığım ise bence çoktan bozuldu. Öyle kör topal gidişim tökezlemelerim içinde standart dünya işlerini yapabiliyorum ya kendimi de taktir etmiyor değilim. Hoş orkestrada ki arkadaşlar çoktan bana deli demeye başladılar zaten. Sağolsunlar onlarla iletişime geçtim ki nerden anlasınlar beni? Saçma bir fikirdi ama allahtan fikir benim değildi. Nitekim deli olsamda seviyorlar hiç yokan iyice. Saçma sapan yaşamımda sahip olduğum tek gerçeklik sevdiklerim ve onların varlıkları sisler arkasında gördüğüm tek şey iyiki varlar iyiki yaşamımdalar

31 Mart 2010 Çarşamba

Sevgilim

Biliyorum ki aşkın sayesinde hiç bir zaman yalnız bir ruh olmayacağım.

29 Mart 2010 Pazartesi

"Peki" Son Sözleriydi

Aşkım bu gün son bulsun dedi çocuk sevgimi yaşatmak için.
Kız "peki" dedi sadece. Seslerin durduğu o anda aşkta bitmişti müzikle beraber.
Hızla atan kalbinin ritmi bozulmuştu artık dengesi yitmiş bir metronom gibi. Müzik, ahenkli ve dengeli seslerden oluşur ya şimdi çıkan bu melodiler neydi ki? Kız sordu peki dostmuyuz hala çocuk tabiki dedi dostuz hala. Kız yine sordu peki bu dostluğumuzu zerre kadar etkilermi? Çocuk hayır dedi. Halbuki hapsolmuştu içinde acısı. Biten şeyleri hayallerini basit cümleleriyle ifade etmeye çalışı beceremedi. Çocuktu ki ne yapsın o kalbindekileri nasıl anlatsın? Dostmuyuz dedi kız evet diyebildi ancak tabii ki dosttu daha ne olsaydı ki dimi peki o dostmuydu acaba dost nedemekti biliyormuydu gerçekten? Çocuk ya bu indirdi başını sadece usulca seslendi kalbine "şimdi kapan" elini kaldırdı büyülü bir asası var gibi "şimdi çık" zırhını çıkardı büyük bir şaşağ ile enerji yayıldı her yere ve elini indirdiğinde kimse anlamazdı öncesinde ne olduğunu. Çocuğun ve kızın hikayeside böylece son buldu.
"Peki" son sözleriydi...

25 Mart 2010 Perşembe

İki Damla

İki damla göz yaşı geldi gözlerimden ölümümü izlerken.
Kalbim söndü yalnızlığının içinde.
Kaç kez dayanır ölmeye çocukluğum kaç kez yırtılır kalbim hıçkırıkla, acıyla.
Bir umut daha sönerken kalbimde ben ölümümü izliyorum.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Şam Yeli

Bir meltem girer saçlarının arasına,
Şamdan yada medineden gelmiş bilemem.
Uzun yolları, zamanları aşmış ulaşmış sevdiğine,
Aşkla dolamış her yerini incitmeden.
Kalbini işitmiş aşkıyla sevdiğinin,
Kokusunu çekmiş içine katmış kendi kokusuna.
Huzur dolmuş vücuduna bu gece ruhuna işlemiş.